TEMA VAKFI ZİYARETMİZ
Önce fotoğraflar, sonra hikaye...
Geçtiğimiz günlerde gönüllülük projemiz kapsamında TEMA Vakfı'nı ziyaret etme şansını yakaladık. Bu ziyaret sayesinde hem yeni bilgiler öğrendik hem de farkındalığımızı arttıran çok değerli bir deneyim yaşadık.
Vakıf bizi gerçekten çok büyük bir içtenlikle karşıladı. Sorularımızı sabırla yanıtladılar ve birçok konu hakkında bizleri bilgilendirdiler.
TEMA VAKFI HAKKINDA NELER ÖĞRENDİK ?
TEMA'nın sadece bir "fidan dikme" organizasyonu olmadığını, aslında çok daha geniş kapsamlı konulara hizmet ettiğini öğrendik. Vakıf hakkında ufak bir bilgilendirme yapmak gerekirse;
11 Eylül 1992 tarihinde Hayrettin Karaca ve Nihat Gökyiğit tarafından kurulan TEMA yani "Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı" nın hedefi; topraklarımızı tehdit eden erozyon ve çölleşme ile mücadele etmek, topraklarımıza sahip çıkmak, ağaçlandırma yapmak, sürdürülebilir tarım faaliyetlerini hayata geçirmek, iklim krizine farkındalık oluşturmak, doğal varlıkları korumak ve bunları insanlığa duyurmaktı.
Türkiye'nin dört bir yanında yaygın gönüllü ağı sayesinde, çocuklardan yetişkinlere kadar her yaş gruba hitap eden eğitim programları ve doğa dostu projeleriyle hedeflerini başarıyla gerçekleştiriyor ve gerçekleştirmeye devam ediyorlar.
Vakfın mottosu olan "Toprak yaşamdır.", hem doğaya olan bakış açısını hem de çalışmalarının temelini özetlediğini söyleyebiliriz. Ayrıca gönüllülerin bu süreçte ne kadar önemli bir rol üstlendiğini de öğrenmiş olduk. Eğitimden saha çalışmalarına kadar pek çok iş aslında biz gönüllüler sayesinde mümkün oluyor.
ZİYARET BİZE NE KAZANDIRDI ?
Doğayı korumanın sadece büyük kampanyalardan ibaret olmadığını, bireysel olarak da çok şey yapabileceğimizi öğrenmek bizlere umut aşıladı. Özellikle sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları, atık yönetimi, ve bilinçli tüketim konularında edindiğimiz bilgiler günlük yaşantımızda da uygulayabileceğimiz somut adımlar sundu.
Doğaya verilen her emeğin, toprakla kurduğumuz bağın sadece fiziksel değil; ruhsal da olduğunu hissettik. Ayrıca farkında olarak ya da olmayarak attığımız her küçük adımın büyük değişimlere vesile olabileceğini fark ettik.
Gönüllülük bir zorunluk değil, seçimdir. Bu seçim insanı önce kendisine yaklaştırır...
Okuduğunuz için teşekkür ederiz...
Yorumlar
Yorum Gönder